Başlarken böyle bir başlık kullanmak istedim. Bunun nedenini programcılar iyi bilir. Çünkü herhangi bir programlama dilini öğrenmeye başlarken, genellikle ekrana yazdırdığı ilk kelime Hello World! (Merhaba Dünya!) olur. Bu bir standart halini almıştır programcının dünyasında.
Kısaca kendimden bahsedeyim sizlere;
Eğitim;
1982 yılında Karabük'te doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Karabük'te tamamladıktan sonra üniversite sınavına girerek Süleyman Demirel Üniversitesi Bucak Hikmet Tolunay MYO Bilgisayar Programcılığı bölümünü kazandım ve başarı ile tamamladım. Şu an ise AÖF İşletme Fakültesi - İşletme Bölümü 4. sınıf öğrencisiyim.
Bilgisayar hayatına başlangıcım aslında lise yıllarıma dayanır. Şöyle ki, lise 1. sınıfta okuduğum dönemde babam beni bilardo salonundan uzaklaştırmak için bilgisayar kursuna gönderir ve bana bilgisayar alır. Bilgisayar kursuna başladığım günlerde MS-DOS 6.22, Windows 3.1 versiyonu ile birlikte yaygın olarak kullanılmaktaydı, Windows 95 piyasaya yeni girmişti ve henüz bilinmiyordu. Bilgisayar kursunda bize MS-DOS ve Windows 3.1 öğretilmişti. Babamın bana aldığı bilgisayar Windows 95 İngilizce olarak gelmişti ve bana çok farklı görünmüştü. Çünkü Windows 3.1'in pencereler görünümüne alışık olan ben, Windows 95'in masaüstü kavramına hemen ısınamamıştım.
Artık Windows 95 kullanıcısıydım. Herşeyi merakla ve istekle kurcalayarak öğreniyordum. Ta ki Windows 95 işletim sistemini bozana kadar (halk dilinde göçermek, çökertmek..vb). Hayatımda hiç bilgisayar tamir etmemiştim ve ne yapmam gerektiğini biliyordum. Okuldaki bilgisayar dükkanı olan öğretmenime bilgisayarımı götürdüm ve kendisi de ücret almadan benim bilgisayarımı tamir etmişti sağolsun. Artık Türkçe Windows 95 Plus özellikli bir işletim sistemi yüklü bir bilgisayara sahiptim. Sonraları birçok kez işletim sistemim bozulmuştu fakat MS-DOS aşinalığım sayesinde Windows 95'i siyah ekrandan onarabiliyordum... O yıllarda başlayan bilgisayar merakım sayesinde meslek seçimimi yapmış oldum.
O dönemlerde internete Dial-Up Modem'ler ile bağlanılıyordu. Tabi o yıllarda kullanabilecek bir lükse sahip değildim. Bir arkadaşım 1998 yılında evine bilgisayar almıştı ve internete de bağlanabiliyordu. Türkçe internet siteleri bulmak çok zordu. Raksnet firmasının sohbet odalarına girerdik. İlk tanışıklığım o döneme rastlar. İkinci kez ise 2000'li yıllarda internet ile okul döneminde tekrar buluştum. 7 kişilik bir öğrenci evinde kalıyorduk ve 5 bilgisayarlık bir network kurmuştuk. Tabi benim 1995 yılında sahip olduğum bilgisayarım orada ömrünü tamamlamıştı ve bende arkadaşların bilgisayarını kullanıyordum. Bilgisayarlardan birini ana bilgisayar olarak ayarlamıştık ve o bilgisayar dial-up modem ile internete bağlanıyor ve diğer bilgisayarlara paylaştırıyordu. 56K hızına sahip bu modem ile bağlandığımız bu internet ile hotmail email servislerine sanırım 5 dakikada ulaşabiliyorduk. Bağlantı kötü ise 10-15 dakikayı bulabiliyordu. Bir dosya indirdiğimiz sırada saniyede 0.10 kb/sn gibi değerleri görüyorduk, eğer 5 kb/sn görebiliyorsak bu çok iyi bir değerdi ve 4 MB bir dosyayı internetten indirdiğimizi düşünürsek bu 30-40 dakikayı bulabiliyordu.
O dönemler mIRC, ICQ gibi sohbet programları çıkmaya başlamıştı. Tüm dünya ile iletişim kurabilmek insanı gerçekten çok heyecanlandırıyordu. Çünkü diğer insanlarla iletişim halinde olmak, insanın kendini geliştirmesi açısından çok faydalı olabilirdi. Ayrıca bilgisayar, insana oturduğu yerden arkadaş kazandırma şansını bizlere sunmuş oldu. Belirli bir kişiyi aramak yerine karşına çıkan ilk kişiyle sohbet etmek çok rastgele olabilirdi fakat bazen insanın karşısına farklı kültürde insanlar çıkabiliyordu. Bu da insanı kişisel anlamda geliştirebilen bir durumdu. Bilgi alışverişi o dönemlerde başladı...
Sohbet programlarının yaygınlaşması bilgisayar ihtiyacını doğurdu fakat bilgisayarlar o dönemlerde hala pahalı bir lükstü. Birçok yerde internet kafeler açıldı. İnsanlar, internet kafelerde, normal hayatta yapamadıkları sohbetleri yapmaya başladılar. Çekingen insanlar bile sanal ortamda dile gelmişti.
Sonrasında ise Microsoft, Windows XP işletim sistemini piyasaya sürdü. XP işletim sistemi 98'e göre daha görsel, şeker tipinde butonları olan, görsel açıdan çok zengin bir şekilde hazırlanmıştı. Windows 98'in XP çıkmadan önceki son dönemlerinde sohbet için Windows Messenger kullanılmaya başlandı ve bu mIRC ve ICQ dönemini kısmen de olsa sonlandırmış oldu. Bu yazılım, sonrasında MSN Messenger, Windows Live Messenger gibi isimler ile kullanılmaya devam etti.
ADSL dönemi başlamıştı ve internet hızı Dial Up dönemindeki gibi düşük değildi. Büyük çapta dosyalar kolaylıkla bilgisayarlara indirilebiliyordu. Artık internet üzerindeki paylaşım hat safhaya çıkmıştı. Çeşitli programlar ile insanlar birbirlerinin bilgisayarlarından her türlü içeriği indirebiliyorlardı. İnternet üzerindeki resimlerin, videoların kalitesi daha da artmıştı. ADSL ile birlikte artık internetin kalitesi derecelendirilebilecek bir hal almıştı. Bu bakımdan ADSL'nin internete katkıları sayılamayacak kadar çoktur.
Şu an için teknoloji, geçmiş yıllara göre daha hızlı ilerliyor, kalitesi günden güne daha da artıyor. Masaüstü bilgisayarlar, notebooklar, netbooklar, tabletler ve artık akıllı telefonlar... Şu ana kadar gördüklerimiz bundan ibaret.
Peki ya sonra... ?