24 Şubat 2013 Pazar

Çocukluğumuzdaki Eğlenceler

Tabanca Mantarı
Çocukluğumuzdaki eğlenceler günümüzdekilere göre çok daha farklıydı. O zamanlar teknolojiden yoksun bir şekilde kendimize farklı eğlenceler arardık. Sokakta futbol vazgeçilmezlerimiz arasındaydı. Ayrıca uzun eşek, 9 taş, misket (kuyu, zehir, üçgen..vb), bisiklet, bilyalı araba, atari, tetris, atari salonları... gibi eğlencelerimiz de vardı. 

Çocukken bayramlar bizim için çok eğlenceliydi. Çünkü bayramlarda harçlıklarımız bol olurdu. Fakat o zamanın eğlencelerine göre biraz düşük kalıyordu. Yalnızca birşeyi yapmak için yeterli olabilirdi. Atari salonuna gidilirse, abur cubura para yetmezdi, abur cubur alınmak istenirse, patlayıcı alınamazdı. Çocukluğumuzda mutlaka bir sınır vardı. Sınırlarımızı bildik her defasında...

Atari Salonları
 Atari salonlarını ilk kuzenimden duymuştum. İlk duyduğumda mantıksız gelmişti çünkü küçük küçük atarilerin salonu canlanmıştı gözümde ve bu nasıl olabilirdi, jeton neydi... İstanbul'a ilk gittiğimde beni atari salonuna götürmüştü ve ilk orada görmüştüm. Küçük atarilerden sonra ilk bilgisayar teknolojileriyle tanışmam orada olmuştu.

Parasız kaldığımızda teneke kola kutularından jeton yapmayı denerdik fakat ağırlıkları nedeniyle başarısız olurduk. 

O zamanlar Mortal Kombat oyununun ilk versiyonu oynanıyordu. Oynanış tarzı ve görüntülerindeki gerçeklik bizi kendimizden alıyordu. Finish yapmak için ilk başta rakibi yenmek gerekiyordu ve finish yapmak da o kadar kolay olmuyordu. Johny Cage için 3 ileri + aparkart tuşu, Sub Zero için ileri + aşağı + ileri + aparkart tuşu, Kano için geri + ileri + aşağı + aparkart tuşu, Scorpion için koruma tuşuna basılı tutarak 3 yukarı..vb gibi.. Rakibi yendikten sonra ölümcül hareketi yaparken insanın eli ayağına dolanıyordu adeta.

Devam edecek...